20 Ağustos 2016 Cumartesi

UÇAN DAĞ (Kitap Yorumu)





Kitabın Adı: Uçan Dağ

Yazarı: Christoph Ransmayr

Yayınevi: İthaki Yayınları

Sayfa Sayısı: 380

İlk Basım: 2009

Tür: Macera, Aşk

Yorumum:


Merhabalar,

Uzun zamandır yoktum ama geri döndüm şimdilik... Haliyle yorumlanmamış kitaplarım birikti:(



Bu kitabı bir kitap evinde indirimde olan kitapların içinden seçerek almıştım, seçme işlemini ise  ilk sayfalarını orada okuyarak yaptım. İlgi çekiciydi doğrusu.

"Uçan Dağ" adlı kitabımız İrlandalı yazar Christoph Ransmayr’ a ait.


Kitapta ilk ilgimi çeken şey kitabın şiir gibi alt alta sıralanmış satırlardan oluşmasıydı şiir gibi diyorum çünkü şiir değil şiir görünümlü roman:)

işte böyle yazılmış;



Kitapta iki erkek kardeş Tibet'in doğusundaki dağlara doğru yolculuğa çıkıyor. Teknolojiyi ve şehir yaşamını bir kenara bırakıp Uçan dağ’ a ulaşmaya çalışıyorlar.

Bu yolculuk büyük kardeşin en büyük hayali. Küçük kardeşi onun peşinden pekte istemeyerek sürükleniyor abisini seviyor ve bu tehlikeli ve uzun yolda onu yalnız bırakmak istemiyor. İstemeyerek sürüklendiği bu macerada karşılaştığı bir kabile de hayatının aşkını buluyor.



Kitaba konu olan dağ aşırı yüksek olduğundan bulutlar dağın yamaçlarında kalıyor ve dağın tepesi sanki hava asılı kalmış gibi görünüyor. Bu yüzden kitaba da ismini veren dağın adı  UÇAN DAĞ.



Kitap biraz durağan gidiyor fakat kitabın içindeki bazı alıntılar kitabı okunur kılıyor özellikle ölüm ile ilgili olan yerleri. 



Genel hatlarıyla rastlantı sayesinde elde ettiğim bu kitabı okuyup bitirdim ve ancak durağan kitaplardan hoşlananlara tavsiye ederim. Aksi taktirde sıkılırsınız.



Bol Okumalar:)




ARKA KAPAK YAZISI




Uçan Dağ, kendi sanal dünyalarını terk edip, yeryüzünün henüz keşfedilmemiş en yüksek zirvesini keşfetmek için Tibet'in doğusundaki dağlara doğru yolculuğa çıkan İrlandalı iki kardeşin öyküsünü anlatıyor. Orada sadece göçebelerin arkaik yaşamlarına değil, ölümün de çok farklı biçimlerine tanık oluyorlar. Sonunda sadece kardeşlerden küçük olanı geri dönebiliyor. Şiirsel bir biçimde anlatılan bu yolculuk sırasında, hayatta kalan kardeşin keşfettiği şeyse ölümün gerçekliği oluyor.

Ama bir şey daha keşfediyor, ölümlü oluşumuzu ortadan kaldırmasa da onu hafifletebilecek bir şey: Aşk!