Kitabın Adı:
|
İstanbul:
Hatıralar ve Şehir
|
Yazarı:
|
Orhan
Pamuk
|
Yayınevi:
|
İletişim
Yayınları
|
Kitap Türü:
|
Anı,Yaşam
|
Yayınlandığı Yıl:
|
2003
|
Sayfa Sayısı:
|
342
|
Arka Kapak Yazısı
İstanbul'da, Orhan Pamuk hem 22 yaşına kadarki
kendi hayat hikâyesini, hem de kendi bildiği İstanbul şehrinin ilginç
hikâyesini bir roman tadıyla birleştirerek okura sunuyor. Pamuk'un kendini
"ben" olarak ilk hissedişinden, annesine, babasına, ailesine yönelen
hikâye, bir hüzün ve mutluluk kaynağı olarak İstanbul sokaklarına açılıyor.
Günümüzün büyük romancısının gözünden 1950'lerin İstanbul sokaklarını, parke
taşı kaplı caddelerini, yanıp yıkılan ahşap konaklarını, eski bir kültürün yok
oluşuyla, onun külleri ve yıkıntıları arasından bir yenisinin doğuşunun
zorluklarını keşfederken Pamuk'un ruhsal dünyasının oluşumunu bir dedektif
romanı okur gibi hızla izliyoruz... İstanbul'un siyah beyaz hüznünü araştıran
bu benzersiz eserde, okurken elden bırakamadığımız ve dönüp dönüp yeniden
okuyacağımız kitaplara has o ruh ve duygu birliği var.
Değerlendirmem
Yazar 2006 Nobel
Edebiyat Ödülü almış evet. Kitabın üzerinde zaten kocaman bir şekilde “2006
nobel ödüllü” diye damgalanmış ama bunun benim açımdan bir önemi yok. Ben
kitabı açarım okumama bakarım. Nobel olayı ayrı bir konu.
Bu kitapta da öyle
yaptım. Okuduğum ilk Orhan Pamuk kitabıdır İstanbul kitabı. (Orijinal adı,
“İstanbul:Hatıralar ve Şehir” ama ben İstanbul diye kısaltıcam bahsederken.) İstanbul’dan
etkilenmemek elde değildi. Düşünceleri ve yaşam tarzı okuyucuya uyar ve ya
uymaz mesele bu değil bence. Mesele bu kadar güzel kitap yazabilmekte ve
okuyucuyu etkileyebilmekte.
Normalde otobiyografi
çok tercih ettiğim bir tür değil önyargı ile okumaya başladım, fakat kitapta
sadece otobiyografi yok, aynı zamanda deneme tadında istanbul’u tanıtan bir çok
yazı var.
İçerisinde bol bol
resimler var ve hepsi siyah beyaz. Bazen o resimlere bakıp inceledim uzun uzun.
Kitaptaki nostaljik anlatımın duyguyu işte o siyah beyaz fotoğraflara bakarak
pekiştirmiş oluyorsunuz.
Bol resimli olmasına
rağmen kitabı hiçte kolay okuyamadım. Yazıları ufak ve anlaması zor cümleler
vardı. Birçok cümleyi baştan okumak zorunda kaldım çünkü bazı oldukça uzun ve sonuna geldiğimde başında neden bahsettiğini
unutuyorum. (Tıpkı şu üniversiteye giriş sınavlarında sorulan uyuz paragraf
soruları gibi iki defa okuyorsunuz.) AMA:
Kitapta böyle uzun ve
edebi cümleler okumak benim sevdiğim bir şey, böylece -deyim yerindeyse- biraz
saksıyı çalıştırıyorsunuz ve bu her kitapta olmalı. Şu saksı çalıştırma
meselesi yani. Neyse bunu ayrı bir zamanda ele alırım umarım.
İstanbul’da yazar
çocukluğundan 22 yaşına kadar yaşadığı her şeyi hiç çekinmeden anlatmış. Belki
bizimde yaşadığımız ama unuttuğumuz ya da kendimizden bile gizlediğimiz bazı
duyguları (mesela yanan bir yapıyı seyretmenin verdiği korkuyla karışık zevk
gibi, yangına bir şey yapamasak ta yanışını izlemeye koyuluruz ) Bazılarının
yazara olan tepkisi bu yüzden de olabilir. Fazla açık yazması gibi.
Bir de benim gibi
düşünenler dernegi var tabi: “Yahu sen burada doğmuş büyümüşsün insan biraz
milletçi olmaz mı!”.
İstanbul kitabında
genel olarak bizim beklediğimiz –diğer Türk yazarların yaptığı yaptığı gibi ama
belki de böyle olmalı- ne geçmişimizle ne de şimdimizle övünen yazılar yok. Hep
istanbul’un kasvetli havası var: dar sokakları, ahşap evleri, anlamsız
tabelaları, yanan yalılar, çarpışan gemiler vs…
Bir Türk olarak
İstanbul’a bu kadar dışarıdan bir göz olarak bakabilmesini yine de takdir ettim
ve kitabı ilgiyle okudum. Kitapta bir çok bilgi mevcut Pamuk’un etkilendiği
dört Türk yazar ve İstanbul’u nasıl tanımladıklarını onların yaşam öykülerini
ve geride bıraktıklarını, istanbul ‘u resmeden batılı ressamları, gezginleri
onların hayatlarını ve istanbul hakkindaki düşüncelerini okudum. Öğrendiklerim
bir Türk olarak çoğu zaman egomu tatmin eden şeyler değildi ama benim için bu
daha ilgi çekiciydi.
Bence, bazı şeylere
dışarıdan bakabilmek gerek, hoşunuza gitsin ya da gitmesin, düşüncelere katılın
ve ya katılmayın ama bence okuyun.
Siz de eğer benim gibi düşünüyorsanız kesinlikle tavsiye
ederim. (İçinde anlamlı
cümleler olan edebi bir kitaptır.) Aksi takdirde ikinci başlıkta sinirlenip bırakırsınız.
Okuyan okumayan kim
varsa yorumları beklerim:)
İyi Okumalar.