12 Mart 2016 Cumartesi

SİNEKLERİN TANRISI





Kitabın Adı: Sineklerin Tanrısı
Yazarı: William Golding
Yayınevi: İş BankasıYayınları
Sayfa Sayısı: 261
İlk Basım: 1954
Orijinal Adı: Lord of the Flies
Tür: Alegori, Spekülatif kurgu 

Yorumum:

SELAMLAR…

Bu kitapla ilgili ilk cümleme şöyle başlamak istiyorum: “Ah keşke kitapları bitirdiğim anda yorumlayabilsem:( “ Vaktim olmuyor sonraya bırakıyorum ve sonra o ayrıntıları kaybediyorum. Bitireli bir ay oldu yeni yorumlama fırsatı buldum.

Kitabımız yukarıda bilgilerini verdiğimiz “SİNEKLERİN TANRISI”.

Ara bilgi olarak kitap türünde “alegori” yazıyor onu da açıklayalım:

Alegori; bir görüntü, bir yaşantı veya bir davranışın daha iyi kavranmasını sağlamak için göz önünde canlandırıp dile getirme sanatıdır. Soyut bir düşünceyi heykel ya da resim ile göstermek, örneğin adalet düşüncesinin gözü bağlı ve elinde terazi bulunan bir kadınla (Themis) anlatılması gibi. –Vikipedi-

Bu kitabın ismi bana baya ciddi bilimsel düşünce kitabı okuyacağımı düşündürmüştü. Fakat kitap öykü şeklinde yazılmış. Kitabın ismi öyküde geçen ve ölü bir domuz kafasını betimliyor. Etrafında sinekler dolanan domuz kafası “SİNEKLERİN TANRISI” olarak kitaba ismini veriyor. 

Kitap genel konusu: Bir atom savaşı sırasında, ıssız bir adaya düşen yaşları 6-12 arasında değişen bir grup çocuğun o adada hayatta kalabilmek için kendi kendilerini yönetmeye ve adadan kurtulmaya çalışmaları hikayesidir.



Kitapta Ralph adlı çocuk adadaki diğer çocuklar tarafından yönetici seçilir amacı, yiyecek ve içecek barınak sorununu halledip adada sürekli yanacak bir ateş bulundurmaktır. Ateşin gece gündüz yanmasının sebebi adanın yakınlarından geçecek olan herhangi bir geminin dumanı görüp onları kurtarmaya gelecek olmasını düşünmesidir. Ralph bu mantık doğrultusunda adadaki diğer çocukları yönlendirip ateşin başında sürekli ateşi canlı tutacak nöbetçiler geçirir.

Aynı grup içerisinde Jack isimli çocuğun da sürekli peşinde gezen güçlü bir kabilesi vardır ve Jack in tek istediği et yemek ve bunun için domuz avlamaktır. Ateşin yanıp yanmamasını önemsemez ve Ralph in yönetici olmasından pek hoşnut değildir… Ve Jack in kendi gurubunu kurmasıyla işler değişir artık ada ikiye bölünmüştür güçlüler Jack in grubundadır…



Kitap bundan sonra oldukça ürkütücü bir hal alıyor. 

Kitaba başladığınızda çocuklar için yazılmış bir öykü okuyor hissine kapılacaksınız ve sıkılacaksınız, bir süre bu şekilde okuduktan sonra çocukların yaşadıkları o şeylerin aslında tamamen biz büyüklere yazıldığını fark edeceksiniz. Ben bunu fark ettiğimde pür dikkat okumaya devam ettim ve çok beğendim.

Beni etkileyen romanlardan biridir. 

Sineklerin Tanrısı esasen William Golding’in kitabı olmakla birlikte; eser 1963 yılında İngiliz yapımcı Peter Brook, 1990’da ise Amerikan yapımcı Harry Hook tarafından sinemaya uyarlanmıştır. Filmini kesinlikle izleyeceğim. (Kitabını okuduğunuz bir eserin filmini izlemenin zevki zaten pahabiçilemez (:  )

TAVSİYE EDER MİYİM?

Öyküden çok anlatılmak istenenlere odaklanırsanız kesinlikle sıkıcı gelmeceğini düşünüyorum. 20 yaş üzerine kesinlikle tavsiye ediyorum. Diğerleri öyküye kapılıp sıkılabilir bilemedim:) 

AMA BEN KENDİ ADIMA KESİNLİKLE TAVSİYE EDİYORUM. HER BİREY OKUMALI.

Benden bu kadar...

Beni özleyin :)

Görüşmek üzere…

ARKA KAPAK YAZISI

"Sineklerin Tanrısı", günümüzde bir atom savaşı sırasında, ıssız bir adaya düşen bir avuç okul çocuğunun, geldikleri dünyanın bütün uygar törelerinden uzaklaşarak, insan yaradılışının temelindeki korkunç bir gerçeği ortaya koymalarını dile getirir. Konusu, R. M. Ballantyne'ın Mercan Adası gibi eşsiz bir mercan adasının cenneti andıran ortamında başlayan bu roman, çağdaş toplumlardaki çöküntünün, insan yaradılışındaki köklerini gözönüne sermek amacıyla Mercan Adası'ndaki duygusal iyimserlikten apayrı bir yönde gelişir. Uygar insanın yüreğinde gizlenen karanlığı deşerken "Sineklerin Tanrısı"; daha çok Conrad'ın kısa romanı "Karanlığın Yüreği"ni andırır. Golding'in romanındaki çocuklar da başlangıçta tıpkı Kurtz gibi, uygar toplumun baskılarından uzak bir örnek düzen kurmak isterlerken, gitgide hayvanlaşır, korkunç bir kişiliğe bürünürler. Bu yönüyle Sineklerin Tanrısı'nın Mercan Adası ile öbür ıssız ada serüvenlerinden ayrıldığı en önemli nokta, ıssız ada yaşamının çetin güçlüklerini ya da mutluluğunu anlatmaktan daha çok, bir insanlık durumunu, kişiler arasındaki çatışma aracılığıyla ortaya koymaya çalışmasıdır.
-Akşit Göktürk-
(Arka Kapak)

KİTAP ALINTILARI

''Ben Jack'tan korkuyorum'' dedi. ''Onun için Jack'ı iyi biliyorum.Birinden korkunca ondan nefret edersiniz ama boyuna da düşünüp durursunuz onu. Kendi kendinizi aldatırsınız; aslında kötü değildir dersiniz. Ama onu görünce, tıpkı nefes darlığına tutulmuş gibi olursunuz, soluk alamazsınız. Sana bir şey söyleyeyim mi? O senden de nefret ediyor, Ralph...''

Düşündüklerini dile getirecek sözcüklerden yoksun olduğu için, belli belirsiz kalan, bir yığın karmakarışık düşüncelere daldı. Kaşlarını çattı, bir daha düşünmeye çalıştı.

Dahası da var. Kimi zaman benim de umurumda değil. Ya ben de ötekiler gibi olursam.. Ya ben de umursamazsam. O zaman ne oluruz biz ?







4 yorum:

  1. Ben de uzun zaman önce aldım bu kitabı daha başlayamadım ders çalışmaktan. Burada görünce yine bir kanım kaynadı.Elime alsam iyi olacak :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fırsat bulduğunda başlamalısın bencede.

      Sil
  2. Bu kitabı merak ettiğim kadar başka bir kitabı merak etmemişimdir.En kısa sürede okumalı.Harika tanıtım olmuş,kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Umarım Listende başlardadır:)

      Sil